BASHİR SHEİKH ABDULLAHİ JAMA, ÖZGÜR DÜNDAR, SABRİ KOÇER, YASİN ER
Görüntü işleme yöntemleri, modern teknoloji cihazlarıyla çok çeşitli uygulamalarda sürekli olarak kullanılan yaklaşımlar haline gelmiştir. Görüntü sınıflandırma ve segmentasyon, görüntü işleme yaklaşımlarında omurga ve odak noktasının yanı sıra bilgisayar görüşünde de yaygın bir konudur. Biyometrik ve biyomedikal görüntü işleme, son yirmi yılda gördüğümüz görüntü işleme uygulamalarının en yaygın örneklerinden ikisidir. Tıpta, hastalık teşhisi sürecinde insan vücudunun iç organlarını tespit etmek için kullanılabilecek modern görüntüleme teknolojisi algoritmalarına büyük ihtiyaç vardır. Bu çalışmada, farklı türdeki makine öğrenimi sınıflandırma algoritmalarının beyin tümörü görüntüleri üzerindeki performansını değerlendirmek için karşılaştırmalı bir araştırma yapılmıştır. Elde edilen sonuca göre, modellerin performansı sınıflandırma yeteneklerinin doğruluğunda farklılık gösterilmiştir. Sonuçların değerlendirilmesi ve yorumlanması sırasında farklı performans ölçümleri kullanılmıştır ve elde edilen sonuçlar, sonuçlar bölümündeki karşılaştırma tablosunda sunulmuştur. Esas olarak Makine öğrenmesi ve yapay Zeka alanlarında kullanılan altı sınıflandırma modeli kullanılmaktadır. Gelecekteki çalışmalar, her bir tekniğin tıbbi görüntülerin sınıflandırma operasyonundaki etkinliğini incelemek için başka sınıflandırma ve kümeleme teknikleri ekleyerek karşılaştırma tekniklerini artırabilir. Bu amaçla araştırmacılar, insanın yaşamını ve sağlığını iyileştirme çabalarına yardımcı olacak yeni yöntemler geliştirmek veya mevcut yöntemleri iyileştirmek için her geçen gün çalışmaktadır
GÜZİN ÖZMEN, ZİYA SAYGILI
Askeri ve kamusal alanlarda çeşitli görevlerde kullanılmak üzere geliştirilen İnsansız Hava Araçlarının (İHA) kullanım alanlarından biri de geniş arazi ortamlarında hedef arama çalışmalarıdır. Aranacak hedefin boyutunun genişlemesi ve sayısının artması durumunda İHA’ ların tek başına kullanılması yetersiz kalmakta, bu soruna çözüm olarak, İHA sürüleri oluşturulmaktadır. İHA sürülerinin hedef tespitinde kullanılması, arama süresini kısaltmakla beraber daha büyük alanlarda arama yapma imkânı sunmaktadır. Bu çalışmada simulasyon ortamında hedef arama yapmak üzere bir sürü İHA sisteminin kurulması ve arama bölgesinden kaçan hedeflerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, Parçacık Sürü Optimizasyonu’ndan faydalanılarak sürü İHA’ların hız ve konum bilgileri güncellenmiş, sürüdeki İHA’ların hızları, komşu İHA’lar arasındaki konum ve hız değerlerine göre hesaplanmıştır. Hedeflere ulaşmak için taranacak alanın matris değerlerini belirlemek amacıyla oluşturulan fonksiyonlara koordinat verileri eklenmiştir. Sürü İHA’ların yol planlaması oluşturuluken üs bölgesinde başlagıçtan-bitişe kadar Dubins ve Bezier Eğrileri kullanılarak İHA’ların dönüşlerinin yumuşatılması sağlanmıştır. Sonuç olarak sürü İHA’ lar simülasyon haritasının -800 ile 1000 aralığındaki x ve y koordinatları içerisinde 30 km/saate varan hıza ulaşmış, 02.29 dakikada hedefin kontrolü ve imhası gerçekleştirilmiştir. Simülasyon sonuçları çoklu İHA görevlerinde hedef arama sürecinin azaltılmasına katkı sunmaktadır. |
HAKKI SOY, OSMAN SAYGIN AKKAYA
Dünya genelinde su kaynaklarının büyük bölümü tarımsal sulama amacı ile kullanılmaktadır. Küresel ısınma sonucunda meydana gelen iklim değişikliği sebebiyle su kaynaklarının gün geçtikçe azalması, tarımsal üretimde suyun önemini daha da artırmıştır. Özellikle su kıtlığı çeken ülkelerde artan nüfusun gıda talebini karşılayabilmek için tarımsal sulamada verimliliği artıracak yeni yöntemlere ihtiyaç vardır. Teknolojinin gelişimine paralel olarak mikroelektronik ve kablosuz haberleşme konularında yaşanan hızlı ilerlemeler sonucunda nesnelerin interneti kavramı ortaya çıkmıştır. Son on yılda nesnelerin interneti modeli kullanılarak farklı alanlarda çok sayıda uygulama gerçekleştirilmiştir. Bu uygulamalardan biri de elektrik, su ve doğal gaz ölçümlerinde kullanılan akıllı sayaç adı verilen yeni nesil ölçüm cihazlarıdır. Bu çalışmada tarımsal sulama uygulamalarında kullanılmak üzere özgün bir akıllı su sayacı donanım tasarımı sunulmuştur. Tasarlanan akıllı su sayacı kablosuz bağlantı yeteneğine sahip olması sebebiyle su tüketiminin uzak sunucu üzerinden anlık olarak takibine ve ayrıca sulama yönetimi gerçekleştirilmesine izin vermektedir. Bu temelde önceden belirlenen kotanın aşılması halinde sulamanın durdurulması ve kaçak kullanımların hızlıca tespit edilmesi mümkündür.
ATİYE TÜMENBATUR
Küresel kaynak sistemimiz kentleşme, endüstriyel gelişme, tarımda modernleşme, uluslararası ve bölgesel ticaret, fiyatlar, teknolojik gelişmeler, beslenme biçimlerinin değişmesi ve iklim değişikliği gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Sınırlı kaynaklarımızı sürdürülebilir bir şekilde kullanabilmemiz için su, enerji ve gıda arasındaki bağlantıyı göz önüne alan çözümlere yönelmek gerekmektedir. Bu sebeple sürdürülebilir gıda sistemleri ve sağlıklı gıdaya erişim için gıda kaybına ve atığa neden olan süreçlerin iyileştirilmesi önemlidir. Mevcut tarım- gıda tedarik zincirimizdeki mesafe, zaman veya ürünün sıcaklığındaki herhangi bir değişiklik bozulmalara neden olmakta ve ürün fiyatlarını artırmaktadır. Bu durum bireylerin gıdaya erişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışma, tarım ve gıda ürünlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında soğuk zincir lojistiğinin önemine odaklanmıştır. Çalışmanın amacı sürdürülebilir gıda değer zincirinde soğuk zincir lojistiğinin önemini ortaya koymaktır. İlk aşamada Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedefleri AHP yöntemi ile önceliklendirilmesi gerçekleştirilmiştir. İkinci aşamada ise çerçevesinde soğuk zincir lojistiğinin eylem adımları değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda gıda kaybı ve atıkların önlenmesinde soğuk zincir lojistiğinin önemli olduğu ancak gerek yatırım maliyetlerinin yüksek olması gerekse teknolojideki güncel gelişmelerin takibi açısından lojistik maliyetleri düşürücü paylaşımlı bir modele başvurulması sonucuna varılmıştır.
ELİF YAZGAN, ÖZLEM KARADAĞ AK, YASEMİN TELLİ ÜÇLER
Son yıllarda yaşanan teknoloji, iletişim ve sosyal ilişkilerdeki fark edilir değişimler, inovatif faaliyetlerin etkinliği tüm sektörleri etkilediği gibi bankacılık sektöründe de hissedilir şekilde doğal olarak ve zorunlu olarak yaşanmaktadır. Bankacılık sektörünün bu değişimlere ayak uydurup kendini yenilemesi ve modernleşmesiyle birlikte hizmet hızını da arttırıp yeni ürünler geliştirerek müşterilerine sunması önem ifade etmektedir. Maliyet açısından bir çok avantajın oluşması bu süreci hızlandırmaktadır. Her alanda yaşanan bu hızlı değişimle birlikte eğitim seviyesi ve farkındalıkları artan müşterilerin, beklentilerinin karşılanması için bankacılık sektörünün rekabet yeteneğini de arttırması gerekmektedir. Sektörün rekabet yeteneğini arttırmak için çalışanların teknolojik düzene ayak uydurması,yeni eğitim sistemlerinden yararlanması, bankaların rekabet kabiliyetlerini ve müşteri memnuniyetlerini arttırmasına imkân sağlayacaktır. Çalışmanın amacı dijital bankacılığın avantajlarını ön plana çıkararak, bankacılıkta dijitalleşmenin işlem sayılarını çalışan sayılarını ve şube sayılarını nasıl etkilediğini belirlemektir. Çalışmada dijital bankacılık konusu irdelenerek, dijital bankacılığın avantajları üzerinde durulmuştur. Dijitalleşmede işlem sayılarının önemi, dijitalleşmede çalışan sayılarının gerekliliği ve dijitalleşmede şube sayılarının etkinliği anlatılarak, konuyla ilgili literatür çalışmasına yer verilmiştir.